6 Temmuz 2012 Cuma

Aziz Nesin ve yüz liralık deliler


Türkiye'nin sayılı mizah yazarlarından ve en önemlisi aydınlarından olan Aziz Nesin aramızdan ayrılalı 17 sene oluyor. Türk halkına "%60'ınız aptal" diyebilme cesaretini gösterebilmiş bu usta kalemi ve dahası onun çözdüğü Türk insan tipini anlamak için kitaplarını okumak yeterli.


Bizim ailede Aziz Nesin kitapları varmış... varmış diyorum çünkü bundan, 1-1.5 sene öncesine kadar haberim yoktu; deponun bilinmeyen bir köşesine atılıp kalmış kolilerden birinin içinden çıkan onlarca Aziz Nesin kitabıyla karşılaştım ve bu kitaplardan, adı kulağıma aşina gelen "Yüz Liraya Bir Deli" öykü kitabını okuyabildim birkaç hafta önce.



Burada şimdi, "Adam ne kadar doğru yazmış, ta o zamanlardan memleketin halini çözmüş, haklı eleştirisini yapmış," şeklinde klişe bir laf etmeyeceğim. Ancak Aziz Nesin'in o senelerdeki çözümlemelerinin 2012'de bile hâlâ rahatlıkla gözlenebiliyor olması bence komik, hatta 'trajikomik'.



Aziz Nesin'i Türkiye'deki okur kitlesi iyi tanır, fakat Nesin'in tanınmasına en çok vesile olan şey, "Türk halkının %60'ı aptaldır," şeklindeki söylemidir. Aziz Nesin bunu, Sivas katliamı ve onun beraberindeki birtakım olaylar üzerine söylemiştir ve o zamanlar büyük tartışmalara sürüklemiştir Türk halkını. Nedense(!) kimse de kendini geri kalan yüzdenin içinde saymaz ve hep "Nasıl efendim? Ne demek %60'ı aptal? Aziz Nesin şimdi bize alenen aptal mı diyor?!" der. Nesin'in bu lafından sonra, "Yanlış söylemişim, %80'i aptaldır," ve, "Keşke %40'ı zekidir deseydim," şeklinde birtakım ek söylemleri olduğu da bilinir.

Bir aydın olan Aziz Nesin, bu lafını söyledikten sonra kendisine kamu davası açılmıştı, ancak kendisi beraat etmişti; hemen ardından Milliyet gazetesinde de "Aptallığımız tescillendi" şeklinde başlıklar atılmıştı.

Aziz Nesin bence bu söylemiyle son derece ulvi bir görevi yerine getirmiştir: Aptalsınız ulan siz! diyerek haklı bir çemkirişte bulunmuştur. Esas enteresan olan ise, %60'ı aptallıkla itham edilen halk, Aziz Nesin kitaplarını daha fazla almıştır ve kendisini zengin etmiştir. Yani söylem olarak "Nereden çıkarıyorsunuz efendim?", ama icraat olarak "Ne doğru demişsiniz a benim efendim..." Biz Türk milleti olarak olumsuz eleştiriye kapalıyız; yapmaya bayılırız, ama eleştiri almaya gururumuz elvermez, kaldıramayız. E haliyle böyle bir halka, "Sizin %60'ınız aptaldır," demek, oldukça büyük bir kitleyi karşına almak anlamına gelir.

Ve fakat, Aziz Nesin'in öykü kitapları okunduğu vakit -ki bu konuda pek ahkâm kesecek değilim, henüz bir kitabını okudum- onun Türk insanı çözümlemesi satır aralarında güldürür, güldürürken düşündürür. Kitabı okuyup bitirdikten sonra da dersin ki; "Adam haklı!"

Aziz Nesin'in "Yüz Liraya Bir Deli" adlı kitabının ilk öyküsü, kitaba da adını veriyor. Akıl hastanesinden bir avuç hasta kaçıyor, bunların belli birtakım özellikleri var ve karakollara haber veriliyor, deniyor ki "Bu hastaların derhal bulunması ve hastaneye geri getirilmesi gerekmektedir. Hastaları bulanlara hasta başına 100 lira verilecektir." Ama tabii Türk insanı boş durur mu? Hikaye boyunca geçen zaman diliminde sokaktaki hemen hemen her vatandaş deli olduğu ya da olabileceği şüphesiyle yakalanıp hastaneye gönderiliyor. Kaçan hasta sayısından fazla hasta olmasından şüphe edilen insan var, olacak iş değil! Parayı gören vatandaş ötekinden şüphe ediyor resmen.




Biz 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Madımak Oteli'ni yakmaya çalışan şeriatçılarla aynı toplumda yaşıyoruz, din ve inanç uğruna insanları katletmeyi bile göze alabilecek gözü dönmüşlerle, 'aptal'larla yaşıyoruz. Aydınlarını, yazarlarını yakan insanlara başka ne denir ki? Aptal denir. İşte Aziz Nesin, 6 Temmuz 1995'te vefat ettiğinde ardında Aziz Nesin Vakfı'nı ve bugün bile memleketin her köşesinde rastlayabileceğimiz 100 liralık delileri bıraktı. Ama yok pardon, bizim %60'ımız aptal değil, olur mu öyle şey? Bizim %40'ımız zeki. Zeki vatandaşlarız biz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder