1999'da liseli gençlik komedisi olarak ortaya çıkan "American Pie" serisi, bekaretlerini kaybetmek üzere çeşitli oyunlar oynayan ve olmadık yerde macera yaratan bir grup gencin edepsiz, ancak bir o kadar da komik maceralarını anlatıyordu. "American Pie 2" filmiyle birlikte geyiğin ve müstehcenliğin dozu biraz daha arttırılmıştı. Devamında "American Wedding" geldi ve ondan sonra serinin başka türevleri oldu ve en sonunda son dilimi orijinal ekip servis etmek istemiş olacak ki, karşımıza "American Reunion" filmi çıkıverdi.
Not: Yazının devamı filmin konusu hakkında bilgi içermektedir.
1999'daki serinin ilk filmi "American Pie"da, Jim'in seks deneyimine bir önbakış için annesinin hazırladığı elmalı tartla mastürbasyon yaptığı sahneyi muhtemelen pek çoğunuz hatırlar. Ben o vakitler ilk filmi izleyebilecek imkâna sahip olamadığım için daha sonradan izleyebilmiştim. Film hakikaten ergen komedisi ve müstehcenlikle doluydu, ancak çok iyiydi- öyle ki, 11 milyon dolar, 30 milyon dolar ve 55 milyon dolar gibi bütçelerle ortaya çıkan seri, toplamda 750 milyon dolara varan gişesiyle yapımcısının yüzünü en iyi güldüren belki de tek ergenlik çağı seks komedisiydi.
Ancak seri belki de 3. filmle bitirilecekti ki, ardından birkaç türevi "American Pie" filmi de çekildi, fakat o kadar iddialı değildi ki sadece DVD olarak satışa çıktı.
En nihayetinde orijinal ekip, serinin son filmini kendileri servis etmek istemiş olacaklar ki, 2011 Temmuz'unda ilk filmdeki rollerini tekrar canlandırmak üzere hepsi imza attılar ve 2012 Nisan'ında serinin son halkası "American Reunion" gösterime girdi.
Açıkçası bu son filmden, önceki üç filmdeki gibi aşırı müstehcen sahneler, aşırı seks geyikleri beklemeyin. Hele hele ilk filmdeki performansı hiç beklemeyin, çünkü bulamazsınız. Bu son film biraz daha genel bir komedi üzerinden ilerliyor. Önceki filmlerde yaşananlara değinen espriler yok değil, fakat gençlerin ilk seks tecrübelerinin üzerinden seneler geçmiş ve artık neredeyse hepsi evlenecek yaşa gelmiş, iş güç sahibi olmuşlar. Aralarından bir tek Stifler bir baltaya doğru düzgün sap olamamış, onun dışında diğer karakterler "Hayatımın devamını nasıl sürdüreceğim? Sevdiğim kadınla ilişkim nasıl gidecek?" sorunsalları üzerinde dolanıp duruyor. Hani liseli arkadaşlarınızla seneler sonra bir araya gelip de "Ah neydi o eski günler..." tadında sohbetler edip geyik yaparsınız, kim kiminle çıkmaya başlamış, kim kimi seviyor dedikoduları döner ya, işte aynen öyle bir hikâye var son filmde. Yani biraz "Friends" dizisinin son sezonu gibi bir atmosfer hakim.
Jim Michelle'le evlenmiş, çocukları var, ancak o klasik "Evlendik, çocuk da oldu, seks hayatımız öldü" sorununu yaşıyorlar. Kevin de evlenmiş, ancak eşiyle devamlı kadın programları izleyen bir 'ev erkeği' pozisyonunda, evden çalışıyor. Chris, NFL Show'da spor muhabiri olarak çalışıyor ve Malibu'da bir sahil evinde kalıyor, taş gibi de bir eşi var. Paul "Dünyayı geziyorum, özgür adamım" havasında, motorla filan geziyor, ancak gerçek pek de öyle değil. Stifler dediğim gibi bir baltaya sap olamamış, yatırım şirketinde geçici personel olarak çalışıyor.
Ekip, eski günleri yad etmek adına bir toplanma gerçekleştiriyor ve eski maceracı ruhlarını ortaya koyuyorlar. Söylediğim gibi, çok fazla güldürü beklememenizde fayda var. Filmin espri kısmı fazlasıyla Stifler üzerine yüklenmiş durumda, bomba sahneler yok, bir iki deneme var ancak kıyısından köşesinden dönüyor. Hiç gülmüyor muyuz? Gülüyoruz, ancak ilk iki filmdeki kadar değil. Üçüncü filmden sonra seri devam ettirilmeye çalışılınca, "Bırakın da sonunu biz orijinal ekiple getirelim," denilerek bu son film çekilmiş muhtemelen. Filmde sadece Jim'in babası Noah için bir sürpriz var, o da filme kalsın.
Sonuç olarak gidilip izlenebilecek bir film, ama ilk üç film göz önünde tutulup daha iyisi beklenmemeli, "Neydi o günler..." havasında izlenmeli. Hâlâ ergen ruhlu olanlar için film 10 üzerinden 7'yi hak eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder